17-27 Ekim tarihleri korku ve fantastik türlerinde filmlerin yanı sıra farklı sanat dallarından çalışmaları da bir araya getiren festival programında ilk kez izleyiciyle buluşacak yapımlar da yer alıyor.
İstanbul Modern Sinema, Türk Tuborg A.Ş’nin katkılarıyla Müge Turan’ın küratörlüğünde, Can Koç koordinatörlüğünde gerçekleşecek “Korku & Fantastik Festivali”ni sinemaseverlerle buluşturuyor. İlki geçtiğimiz yıl gerçekleşen ve film gösterimlerini yanı sıra farklı sanat dallarından çalışmaları da bir araya getiren festivalde korku meddahı performansından kült animasyonlara, bu yılın festival sineması örneklerinden canlı müzik eşliğindeki sessiz film gösterimlerine, korku ve fantastik sularında gezinen farklı disiplinler bir araya geliyor.
İlk kez gösterilecek filmler
Festivalin öne çıkan filmleri arasında Denis Côté’nin bu yıl Berlinale yarışmasında prömiyerini yapan ve Türkiye’de ilk kez gösterilecek olan Hayalet Kasaba Antolojisi (Ghost Town Anthology), yine bu yıl adından çok söz ettiren, Arjantinli yönetmen Mariano Llinás’ın çekimi on yıl süren, üç kıtada geçen ve altı bölümle 14 saatte anlattığı epik ve radikal filmi Çiçek (La Flor) yer alıyor.
Sinemaya ilk defa 1925 yılında Rupert Julian tarafından Lon Chaney’nin de unutulmaz performansıyla sessiz film olarak uyarlanan Operadaki Hayalet’in restore edilmiş versiyonu Eda Er’in canlı müzik performansı eşliğinde Türkiye’de ilk defa izleyiciyle buluşuyor.
Matrix’in 20. Yılı
Vizyona girdiği yıl gerek bilim kurgu gerek de sinema dünyasında çığır açan Matrix’de programda yer alan filmler arasında. Bu yıl 20. yaşını kutlayan bilimkurgu klasiği Matrix’in yanı sıra Georges Franju’nun 1960 yapımı Yüzü Olmayan Gözler (Les Yeux Sans Visage) de izleyiciyle buluşacak filmler arasında.
Korku Meddahından hikâyeler
Festivalde programında yer alan “Korku Meddahı ile Hikâyeler ve Söyleşi” ise 24 Ekim Perşembe saat 19.00’da izleyiciciyle buluşuyor.
Öykü ve romanlarıyla tanınan korku meddahı Mehmet Berk Yaltırık, araştırmaları esnasında karşılaştığı söylenceleri ve korkulu rivayetleri hikâyeleştirerek anlatıyor. Ardından Anadolu Korku Yazarları; Galip Dursun, Işın Beril Tetik, Demokan Atasoy, Serdar Kökçeoğlu ve Mehmet Berk Yaltırık, Anadolu’daki korku hikâyeleri kültürünün ve Türkiye’de korku sinemasının günümüzdeki dil arayışı üzerine söyleşiyor.
İstanbul Modern Sinema girişi günlük 20 TL’dir. Perşembe günleri ücretsizdir.
KORKU & FANTASTİK FESTİVALİ PROGRAMI
KOKO-DI KOKO-DA
17 Ekim 17.00; 27 Ekim 13.00
Yönetmen: Johannes Nyholm
Oyuncular: Peter Belli, Leif Edlund, Ylva Gallon
Ailece çıktıkları tatilde zehirlenme sonucu kızlarını kaybeden bir çift, bir süre sonra pek de iyi gitmeyen ilişkilerini canlandırmak için ıssız bir ormanda kamp yapmaya giderler. Ancak iyileşmek için çıktıkları bu seyahat hiç bitmeyen bir kâbusa dönüşecektir. Eğlenceli ve güzel olması gereken her şey yerini korku ve endişeye bırakır. Ormanda karşılaştıkları şeytani karakterler, çiftin kendilerini sonu gelmeyen bir korku sarmalının içinde bulmasına sebep olacaktır. Derinlere gömdükleri acılarıyla yüzleşmedikçe de sarmaldan çıkmaları imkânsızdır. Bu yıl Sundance’te prömiyerini yapan film psikolojik korku sevenler için unutulmayacak bir yolculuk!
BEYAZ KISRAĞIN OĞLU
17 Ekim 15.00; 26 Ekim 13.00
Yönetmen: Marcell Jankovics
Seslendirenler: György Cserhalmi, Vera Pap, Gyula Szabó
Yapımı 1981’de tamamlanan ve bu yıl restore edilerek yeniden izleyiciyle buluşan Beyaz Kısrağın Oğlu, hem görsel dili ve tasarımı hem de göz alıcı renkleri kullanım biçimiyle izlerken gözünüzü kırpmak istemeyeceğiniz kadar etkileyici bir animasyon. Macar grafik tasarımcı ve yönetmen Marcell Jankovics imzalı bu filmin esin kaynağı, İskitler, Hunlar, Avarlar gibi göçebe toplulukların folklorik hikâyeleri olmuş. Cehennemin kapısında bulunan dev bir meşe ağacının köklerinde yaşayan ejderhaları yok ederek evreni kurtarmayı hedefleyen beyaz kısrağın üç oğlunun öyküsünü, şekilden şekle giren renklerin akışkan dansıyla perdeye yansıtan filmin izleme keyfi, hikâyesinden de güçlü.
ÇEHRESİZ GÖZLER
17 Ekim 13.00; 24 Ekim 15.00
Yönetmen: Georges Franju
Oyuncular: Pierre Brasseur, Alida Valli, Juliette Mayniel
Paris Sinemateki’nin kurucularından George Franju’nun korku türündeki ilk ve tek filmi Çehresiz Gözler, Jean Redon’un romanından bir uyarlama. Film, yapımından sonraki yıllarda Almodóvar da dahil bir birçok yönetmenin birinden farklı türlerdeki filmlerine ilham kaynağı olmuş. Estetik cerrah Génessier, bir trafik kazasında yüzü ciddi hasar gören kızı Christiane’a, onu yeni bir yüze kavuşturacağına dair söz verir. Kazadan dolayı kendisini sorumlu hisseden doktor, kızına uygun bir yüz bulmak için sadık asistanıyla beraber genç kızları kaçırır ve onların yüzleriyle nakil denemeleri yapar. Ancak hiç birinin dokusu kızınınkiyle uyuşmaz. Ancak takıntılı doktor kızları kaçırmaya, kaçırılan kızlarsa tek tek ölmeye devam edecektir. Şiirsel görselliğini keskin, korkutucu dokunuşlarla iç içe sunan film, bilinçaltınızda yer etmeye aday.
OPERADAKİ HAYALET
17 Ekim 19.00
Yönetmen: Rupert Julian
Oyuncular: Lon Chaney, Mary Philbin, Norman Kerry, Arthur Carewe
Gaston Leroux’nun 1910’da yayımlanan romanı Operadaki Hayalet, 15 yıl sonra sinemaya ilk defa Rupert Julian tarafından Lon Chaney’nin de unutulmaz performansıyla uyarlandı. Hikâye, günümüze gelene kadar birçok kez sinema filmi, televizyon filmi, mini dizi ve müzikale uyarlanmış bir korku klasiği. Bir yeraltı mezarlığının üzerine inşa edilmiş Paris Opera Binası’nı yüzü tanınmayacak durumdaki bir hayalet ele geçirmiştir. Operanın mahzenlerinde yaşayan bu hayalet, daha başarılı bir soprano olması için Christine’e besteler yapar, dersler verir. Aşka dönüşen bu tutku, Christine’in başka bir adama aşık olmasıyla felakete dönüşür. Yapıldığı zamana göre görsel korku unsurlarını oldukça etkili kullanan filmin restore edilmiş bu versiyonu Türkiye’de ilk defa izleyici ile buluşuyor.
*Eda Er’in canlı müzik performansı eşliğinde gösterilecektir.
ÇİÇEK
19 Ekim 16.00; 20 Ekim 16.00; 26 Ekim 16.00; 27 Ekim 16.00
Yönetmen: Mariano Llinás
Oyuncular: Elisa Carricajo, Valeria Correa, Pilar Gamboa
10 yıl süren çekimlerinden sonra bu yıl dünyada izleyiciyle buluşan La Flor, eleştirmen Jordan Cronk’a göre “yerinde bir sorgulama”. Toplam süresi 14 saat olan, kendi içinde bölümlere ve türlere ayrılan La Flor, özünde çağdaş hikâye anlatım sanatının doğasına dair deneysel bir antoloji. Filmde yer verilen 6 hikâyede farklı karakterleri canlandıran dört kadın oyuncu yer alıyor. Bu dört kadın, La Flor boyunca birbirinden farklı tür ve tarzdaki başarılı oyunculuklarıyla öne çıkıyor: yönetmenin deyimiyle “Amerikalıların bir zamanlar gözü kapalı çektikleri” B-tipi bir film, esrarengiz olaylar da içeren bir müzikal, eski bir Fransız filminin yeniden yapımı, bir casus filmi ve 19. yüzyıl Güney Amerikası’nda geçen bir tutsak dramı. Gösterildiği festivallerde hayranlık, beğeni ve ödüller toplayan bu sıra dışı film, bir önceki filmi Sıradışı Hikâyeler’de de (Historias Extraordinarias) hikâye anlatımına deneysel ve maceraperest yaklaşımıyla dikkat çeken Mariano Llinás için de sinema dünyası için de özgünlüğün sınırlarını zorlayan bir başyapıt.
Not: Film, toplam süresi 808 dakika olduğundan, yönetmenin uygun gördüğü şekilde bölünerek 4 seans halinde gösterilecektir. Gösterim gün ve saatleri çizelgede yer almaktadır.
MATRIX
19 Ekim 13.00
Yönetmenler: Lana Wachowski, Lilly Wachowski
Oyuncular: Keanu Reeves, Laurence Fishburne, Carrie-Anne Moss
Vizyona girdiği yıl gerek bilim kurgu gerek de sinema dünyasında çığır açan Matrix, yalnızca yeni bir bilim kurgu filmi olmaktan çok öteye geçen, içerdiği felsefi ve sosyolojik katmanlarla da yenilikçi bir yapım olarak karşımıza çıkmıştı. Vizyona girişinden 20 yıl sonra ise sinema tarihinde bir klasik olarak yerini çoktan almış durumda. Gündüzleri bilgisayar programcılığı, geceleri ise “hacker”lık yapan Neo, hayatının monotonluğunu sorgulamaya başladığı sırada bir gece bilgisayarından bir mesaj alır. Kendisini görüşmeye çağıran Trinity ile buluşmaya karar verdikten sonra gerçeklik tanımı değişecektir. Matrix ilk bakışta kahramanların havada süzülerek dans edercesine dövüşleri, havada yavaşlayıp hızlanan mermiler ve siyah gözlüklü Ajan Smith’iyle dikkat çekse de, filmin başkahramanlarından Morpheus’un da dediği gibi “Matrix’in tam olarak ne olduğunu kimse anlatamaz, onu kendin görmek zorundasın.”
Not:19 Ekim Cumartesi günü yapılacak gösterim öncesi 13.00’te editör ve blogger Deniz Tokgöz (@bugunnelerizledim) eşliğinde Matrix Trivia gerçekleşecek. Filmin sürpriz gelişmelerini ele vermeyen ve çoktan seçmeli olan Trivia sonunda sürpriz hediyeler kazananları bekliyor!
HAYALET KASABA ANTOLOJİSİ
20 Ekim 13.00 ; 24 Ekim 17.00
Yönetmen: Denis Côté
Oyuncular: Robert Naylor, Josée Deschênes, Jean-Michel Anctil
Türkiye’de ilk kez gösterilecek film, Quebec’te yalnızca 215 kişinin yaşadığı hayali Irénée-les-Neiges kasabasında geçiyor. 21 yaşındaki Simon’un bir araba kazasında ölmesinden sonra kasabada meydana gelen garip olayları perdeye taşıyor. Genç adamın intiharı, beraberinde kasabada ortaya çıkan “öbür dünyadan gelen” davetsiz misafirleri de getiriyor. Korkudan ziyade gerilimi fazlaca hissettiren filmin çekiminde 16mm pelikülün verdiği grenli görüntü tercih edilmiş. Bu görüntüye eşlik eden ses tasarımı, yarattığı esrarengiz dünyaya derinlik katıyor. Öteki olmaktan ve ötekine duyulan korku, geçmişle yüzleşme, küçük kasabada unutularak yok olmak Denis Côté’nin yalnızca tek bir türün kalıplarına sığmayan filminde öne çıkıyor.
GECE YARISI OTOSTOPÇUSU (ÖLÜME YOLCULUK)
24 Ekim 13.00
Yönetmen: Sabri Kaliç
Oyuncular: Billur Kalkavan, Yalçın Dümer, Sabri Kaliç
Gece yolculuğu yapan evli bir çiftin sıkılmamak için yanlarına aldıkları otostopçunun psikopat çıkması üzerine kâbusa dönen yolculuğu anlatan gerilim dolu bir yol filmi. Zengin bir ailenin kızı olan İlkay, evlilikleri vesilesiyle babasının marketler zincirinin başına geçen eşi Cengiz’i hor görür. Cengiz ise içten içe eşine kin besler. Birbirlerinden sıkılan çifti, arabalarına aldıkları otostopçu genç eğlendirmeye başlar. Fakat eğlence ilerleyen dakikalarda korkuya dönüşecektir. Deneysel sinema türünün Türkiye’deki teorisyeni Sabri Kaliç’in senaryosu güçlü ama düşük bütçeli bu ilk filminde, ünlü oyunculara rastlamak mümkün. Oyunculuğu ve duruşuyla film noir aktrislerini aratmayan Billur Kalkavan, dönemin yakışıklılarından Yalçın Dümer ve 2012 senesinde yitirdiğimiz Sabri Kaliç başrollerde.