Punk tadında rock; Evden Uzakta
Cenk ERDEM
h.cenkerdem@gmail.com
“Evden Uzakta” uzun yıllardır birlikte müzik yapan yüksek bir enerjili bir rock grubu. We Play etiketiyle yayınlanan ”Hiçbi’ Yerde” albümüyle punk rock tadında ve oldukça yüksek enerjili şarkılarla karşımıza çıkıyorlar. Amerikan punk rock gruplarıyla çalışan Paul Leavitt “Evden Uzakta” grubunun ilk albümlerinin de yapımcısı olmuş. Ekip kayıtlarını Baltimore’da gerçekleştirmiş. İlk kliplerini “Dün Gece” şarkısına çeken grubun albümünde Everything But The Girl’den bildiğimiz 90’ların meşhur dans şarkısı “Missing” için yaptıkları nefis bir rock düzenlemesi de var. Grup melodik ve güçlü şarkılarla “Hiçbi’ Yerde” albümlerinin tanıtım konserini 20 Ocak’ta Roxy ‘de vermeye hazırlanıyor. Gitarda, vokallerde Kerem Brumend, bas gitarda Can Şahin, tuşlularda Batuhan Bükücü, davulda Emre Kaya ve gitarda ve geri vokallerde Serhat Sevinç’ten oluşan grubun şarkılarına da imzasını atan vokalleri Kerem ile grubun hikayesini, nasıl yola çıktıklarını, şarkılarını ve sıradaki projelerini konuştuk.
Amerikan punk rock grupları Yellow Card ve All Time Low gibi gruplarla çalışan bir isim olarak Paul Leavitt’le albüm hazırlamak fikri nasıl ortaya çıktı?
Serhat ile ben bir süre beraber müzik yapmak dışında, Rx Studios adında bir kayıt/prova stüdyosu da işlettik. Stüdyo’da saatlerce oturur sevdiğimiz albümlerin prodüktörleri kimmiş, hangi stüdyoda kaydedilmiş, kimler yapmış araştırır notlar alırdık. Dinleyip beğendiğim hemen hemen her albümün künyesini araştırmaya başladım. Paul ile çalışmayı “The Dangerous Summer” adlı grubun “Reach for the Sun” adlı albümünü dinledikten sonra düşünmeye başladık.
Kayıtlarınızı da Baltimore’da gerçekleştirmiş oldunuz; peki müziklerinizi bize nasıl tarif edersiniz?
Enstrüman yoğun şarkılardan ziyade, basit ama melodik, sade ama güçlü ve akılda kalıcı şarkılar diyebilirim. Gerçekten hissetmediğim bir sözü sadece güzel duyuluyor diye kullanmadım. Yazdığım bir melodi isterse dünyanın en basit “riff”i olsun, çalarken kendimi iyi hissettirdiyse kullanmaktan çekinmedim. Yazdıklarımın benim için birer hikayesi var…
Grubunuzun adı “Evden uzakta” ; bu ismi kim seçmiş oldu?
Serhat ile bir gün Beşiktaş’tan Taksim’e doğru çıkıyorduk. Bahsettiğim dönemde grubun adı “Vanilla” idi ve bu ismi değiştirmeyi düşünüyorduk. Gözüm araba kullanırken sürekli trafik levhalarına takılıyordu. Birden Serhat’a dönüp grubun adını “Evden Uzakta” mı koysak acaba dedim. Bir anda aklıma geldi…
”Evden uzakta” grubu olarak profesyonel anlamda ne zamandan beri birliktesiniz?
Serhat ile birlikte 2002’den beri farklı isimler altında müzik yaptık, fakat profesyonel anlamda “Evden Uzakta” kadrosunun oluşması 2012 senesiydi… Evden Uzakta iki yıllık henüz çok genç bir grup diyebilirim…
Albümünüzde 90’lardan bir Everything But The Girl şarkısına rock düzenlemesi de var; 90’lar dans klasikleri arasından neden özellikle “Missing” ?
80’lerin sonunda, 90’ların başında çocuk olan herkes bu şarkıyı anımsar. Kendi çocukluğum ile fazlasıyla özleşmiş bir şarkı. “Missing” yorumlama fikri aslında Amerika’da yurtta beraber kaldığım oda arkadaşımın fikriydi. Bu şarkıyı odada o kadar çok açıyordum ki, en sonunda bir gün bana dönüp neden bu şarkıya bir rock düzenlemesi versiyon yapmıyorsun diye sordu. İlk denemelerimde bocaladım. Bu haline getirmemiz bir buçuk yıl aldı ama değdiğine inanıyorum…
Albümünüzün açılış şarkısı oldukça yüksek enerjili bir şarkı “Hoşça kal” sizin genel olarak yüksek enerjili bir rock grubu diyebilir miyiz?
Evet, genel olarak şarkılarımızın metronomları oldukça yüksek. Albümde sadece Yıldızlar ve Her Şey Yolunda şarkılarında vitesi biraz düşüyoruz. Bu iki şarkı dışında gerçekten hızlı ve yüksek enerjili şarkılara sahibiz. Hatta prova yaparken bazen kendimizi o kadar kaptırıp hızlı çalmaya başlıyoruz ki, içimizden birinin çalmayı bırakıp “Biraz yavaş” demesi gerekiyor.
Türkiye’de rock özellikle üniversiteli gençler arasında çok seviliyor; siz özellikle hangi şarkılarınızın gençlere yakın geleceğini düşünüyorsunuz?
Şahsi fikrim, gençlerin en çok “Hoşça kal”, “Yıldızlar” ve “Affet Beni”’ parçalarını kendilerine yakın hissedecekleri yönünde. Elbette bu işin dinamiğini önceden kestirmek pek mümkün değil. Yerli/yabancı birçok grup istedikleri çıkışları hiç tahmin etmedikleri şarkılarla elde ettiklerini anlatırlar.
Peki batı tarzında bir rock grubu olarak Rock müziğin Türkiye’de size en çok ilham veren grupları kimler?
Ne yazık ki Türkiye’de hala ana akıma ulaşabilmiş çok fazla Rock grubu yok. Bu sayı müzik yapmaya başladığımda çok daha azdı. Alman Lisesi çıkışlı olduğum için Mor ve Ötesi’ni okuldaki festivallerden biliyordum. Benimle aynı okula giden bir öğrenci grubunun piyasaya albüm sürmesi benim için çocukken çok etkileyiciydi. Kurban, Rashit ve Athena amatör olarak müzikle ilgilendiğim dönemde bana ilham veren yerli gruplardı.
Şarkılarınızın duygusal tonu açısından neler söylersiniz, sözler kimin?
Sözlerin ve bestelerin büyük bir kısmı bana ait. Bir çoğunu Amerika’da öğrenci olduğum dönemde yazdım. Uzakta bir yerlerde yaşamak insanı bir süre sonra melankolik bir ruh haline sokabiliyor. Bu dönemde etrafımda olan bitenden çok iç dünyamda yaşadıklarımla beslendim. Duygusal anlamda biraz kişisel olabilir. Yaşadığım ikilemler ve uzakta olmanın getirdiği duygusallık yazdıklarıma yön verdi.
”Dün Gece” adlı şarkınıza klip çektiniz, peki sırada neler var?
Sırada “Hoşça kal“ klibi var. Klip için aynı zamanda çocukluk arkadaşım olan yönetmen Onur Yayla ile çalıştık. Çok güzel bir çalışma ortaya çıktığını düşünüyoruz, ufak bir çocuğun gözünden “Hoşça kal” şarkısının hikayesini izleyeceksiniz. Yıldızlar için de bir klip çekmeyi planlıyoruz. Sırada 20 Ocak’ta Roxy ‘de bir albüm tanıtım konserimiz var… Bizden Missing gibi başka 90’lar parçalarının yorumlarını duymaya devam edeceksiniz. Ayrıca ikinci albümden önce Hiçbi’ Yere Doğru’nun ufak bir akustik versiyonunu da yayınlamak istiyoruz…