“Hayvan Haklarını Sanatla Savunuyoruz”, “Eş-Anlamlılar”, “Sadece Senin Kollarındayım” gibi ses getiren sergilerin küratörü, bir çok sanatçıyla birlikte projeler geliştiren ve aynı zamanda “Yeni Hayat”, “Persona Non Grata” gibi belgesellerin yapım koordinatörlüğünü yapan dergimizden de yakından tanıdığınız Neyran Günüçer’le ilk kitabı ‘’Dilimin Ucu Çınlıyor’’u konuştuk…
‘’Dilimin Ucu Çınlıyor’’ senin ilk kitabın… Bu kitabın serüvenini anlatır mısın? Bu fikir hep kafanda var mıydı?
Esasında yıllar önce yazmak için bir teşebbüsüm oldu fakat daha yarısına bile gelmemişken bilgisayarım çalındı. Korkunç olan şu ki; başka bir kopyası da yoktu, ben de bıraktım yazmayı. 2015’in başlarında epey can sıkıcı günler yaşarken, kendi hayatımdan çok bıktığımı ve sıkıldığımı farkederek başka bir hayat hayal edip onu düşünmeye karar verdim ve bu kitabı yazdım.
Süreç nasıl gelişti?
Gerçekten büyük yazarlar bunu nasıl yapıyor bilmiyorum. Bu işin bir yolu yöntemi var mı ondan da emin değilim. Sadece samimiyetle söyleyebilirim ki koltuğa oturdum bildiğiniz duvara baktım günlerce. Öylece durdum ve hayal ettim. En keyifli kısmı buydu benim için… Günler sonra o koltuktan kalktığımda zaten kafamda tüm hikaye bitmişti. Elimden geldiğince içtenlikle hayalimi yazmak kalmıştı geriye.
Kitapta kahramanın ağzından bir hayat hikayesi dinliyoruz. Bu senin hikayen mi yoksa bir kurgu mu?
Bu benim hayat hikayem değil. Evet babamın biriktirme tutkusu, her annede olduğu kadar annemin atma huyu var doğru ama kitap tamamen kurgu. Bu kurgunun içinde esasında hepimizin hayatından izler var. Mesela bir kadın olarak var olma çabası var en başta, ne istediğini keşfetme ve tüm engellere rağmen istediklerini yapabilme gücünü kendinde arama süreci…
’’Kısacık sözlerle kocaman şeyler anlatabilen insanlara hep hayran oldum…’’
Okuyucu için farklı farklı duyguları bir arada sunmuşsun; güldüren, hüzünlendiren olaylar var…
Gülmek, gülümsemek çok zor birer eylem haline geldi ülkemizde… Sanırım bu yüzden kitabın girişinde insanları gülümsetmek istedim. Bence her zaman gülümsetmek, hüzünlendirmekten daha zor. Kitap komik başlıyor ama komik bittiğini söyleyemem…
Kitabın içinde eski reklam sayfaları ve bunların üzerine yazılmış lirikler var.
Kısa lirikler yazmaktan pek haz ediyorum. Bunları kitaba serpiştirmek istedim. Naçizane çabalamamla reklam sayfasının üzerindeki lirikler ortaya çıktı… Kısacık sözlerle kocaman şeyler anlatabilen insanlara hep hayran oldum. Özdemir Asaf mesela bence en zeki insanlardan biriydi…
Okuyanların ilk tepkileri nasıl sence?
Okuyanlar çok güzel şeyler söylüyor. Çok mutlu oluyorum. Kitap çıkınca gidip baktım. Rafta öyle duruyor. Utandım elime alamadım. Yanında kocaman isimler. Koca bir ormanda öylece uçuşan bir sinek gibi hissettim kendimi… Ufacık bir sinek olarak bile o ormanda olmak tarifsiz bir keyif…
İkinci kitap da gelir mi?
Ben duvara bakmaya başladım:) Uzaklardan çok farklı kahramanlar şu an el sallıyor bana. Sanırım kısa süre sonra yanlarına gidip neler anlattıklarını dinlemeye başlayacağım…
Gülistan Ertik
gulistan@mutlusonmedya.com