“Kırmızı emperyalistler” Ankara’da…
Genç sanatçı Zafer Malkoç ile Stillife Art Gallery’deki Özlem Aleçakır ile birlikte Beden Denilen ‘’Şey’’sergisi öncesi resim yolculuğu, hedefleri ve hayalleri üzerine söyleştik.
Söyleşimize başlamadan önce okuyucularımıza kendini anlatabilir misin? Kimdir Zafer Malkoç?
1989 doğumluyum, orta, lise ve üniversite öğrenimimi Eskişehir’de tamamladım. 2013 yılından beri İstanbul’da kendi atölyemde çalışmalarımı sürdürüyorum. İstanbul’da bulunduğum sürede özellikle sanat anlamında kendime çok şey kattığımı düşünüyorum. Burada kendimi buldum diyebilirim, zamanımın yüzde 70’lik kısmını atölyemde geçiririm. Bu süre zarfında bir çok deneysel çalışmalar yapar ve bulduğum yeni seri ile ilgili araştırmalar yaparım. En büyük gelişimimi tuvalin karşısında buluyorum. Boşluk bulduğumda mutlaka atölye ziyaretleri yaparım. Özellikle müzeleri gezmeyi ihmal etmiyorum çünkü geçmişden beslenmek beni dinç tutuyor ve resimlerime de yansıyor. Sergi sonları kesinlikle resim yapmam, araştırma, gezme ve bilgi edinme ile zamanımı geçiririm. Bu resime olan özlemimi artırır. Kısacası atölye, benim dünyam ve ben bu dünyada fikirlerimi, hayallerimi çok rahat ifade edebiliyorum, ve özgür olduğumu hisediyorum…
Çalışmalarında nelerden ilham alıyorsun? Bireysel yaşadıklarından mı, yoksa toplumsal olaylardan mı etkileniyorsun?
İnsan psikolojisi, ve sosyo psikolojik olaylardan beslenirim. Toplumsal olaylar galiba biraz daha ağır basıyor, en son ele aldığım konu günümüz toplumsal olayları. Türkiye’deki haber gündemleri o kadar değişken ki toplumsal ve psikolojik olarak çok etkileniyoruz. Galiba artık duyarsızlaştırıldık çünkü sistemin bir parçası olduk. Toplumsal olaylardan ve toplum psikolojisinden etkilenmemek elde değil şu sıralar.
Yaratım sürecin nasıl geçiyor?
Çalışma süreci aslında çok sancılı geçiyor. Şöyle ki; yaptığım eserler uzun süreli olduğu için resim yaparken bir sonraki çalışmam için yeterince zamanım oluyor. Bir eserim bittikten sonra, sıradaki çalışmalarım için yeni materyaller, objeler ve yapacağım figürle ilgili küçük skeçler, eskizler ve araştırmalar yaparım. Model bulma arayışı benim için en önemli konu, çünkü; resmini yapacağınız kişi istediğiniz bazı duruşları veremiyor ya da çok da rahat olamıyor. Eğer modele ne istediğinizi doğru anlatıp, kendini o resimde hayal etmesine izin verirseniz, istediğiniz kadrajları çok rahat uygulayabiliyor. Yapım aşamasının neredeyse yüzde 60’ını bitirmenizi sağlıyor. Fikir güçlü olduktan sonra, resmin işçilik kısmı çok eğlenceli geçiyor çünkü artık kendi dünyanızı boyuyorsunuz.
Yurt içinde ve yurt dışında etkilendiğin sanatçılar ve akımlar var mı?
Realizim beni her zaman etkilemiştir. Eserlerime yorum katmak beni farklı dünyalar ile tanıştırıyor. 21. yüzyıl Avrupa sanatındaki realizim ile Türkiye’deki realizim çok farklı, örneğin; Avrupa yorumlayarak, bizler ise dramatikleştirerek, eserlerimizi yaratıyoruz. Oysa ki, modern sanatı, çağdaş sanatı çok iyi anlasaydık belki ülkemizde resim sanatını daha kolay tartışabilirdik, ülkemizde aslında contemporary gibi fuarların gerçekleşmesi bir çok genç sanatçı için değişik kapılar açtı ve yabancı sanatçılar ile tanışma fırsatını sundu. Ülkemizde de çok iyi, yetenekli sanatçılar var. Benim en çok etkilendiğim ülke Almanya, kendi dünyalarını çok iyi yansıtıyorlar. Türk sanatçılardan ise Sinan Demirtaş’ın komposizyon kurgusu, mekan algısının benim resimlerimdeki etkisi büyük.
Eserlerinde figürler, formlar ve renkler oldukça etkileyici. Resminde seni en çok etkileyen ne?
Resimlerimde genelde beni en çok etkileyen figürlerimin ifadesi, çünkü izleyicilere ben burdayım dercesine bağıranlar, bazen de çok sakin ve her an patlayacakmış gibi duran ifadeler… Bu ifadeleri bazen tel, balık gibi materyallerle süslemeyi tercih ediyorum. Bunların hepsi anlamı olan objeler ve serimin hemen hemen bütün komposizyonlarında görülebilir. Ayrıca tekrar ederler, bu da izleyiciyi bunaltabiliyor, bu durumda benim istediğim tepkilerden, çünkü gerçekten insanların birşeylerden rahatsızlık duyması ve onları sorgulaması hoşuma gidiyor. İfade biçimi beni etkileyen en önemli konu.
Türkiye’de resime olan ilgiyi nasıl buluyorsun?
Türkiye’de sanat, Avrupa’daki gibi değil, örneğin contemporary gibi önemli bir fuarın sanatı belli bir noktaya getireceği beklenilirken, sadece belli bir elit kesime hitab ediyor. Maddi durumu iyi olmayan orta halli bir sanat severin fuarı ziyaret etmesi neredeyse imkansız. Bu tür organizasyonların devlet destekli olup halkı da içine alması gerekiyor. İzleyici olarak henüz bir eseri incelerken neye dikat edeceğimizi bilmiyoruz ve malesef sanatla olan ilişkimiz selfie çubukları ile çektiğimiz galeri fotoğraflarından ileri gitmiyor. Biz sanatçılar galericileri yönlendirmemiz gerekirken, galeri sahipleri sanatçıya çoktan hakim olmuş durumda. Galeri sahibi için mekan doluluğu onu tatmin ediyor ve sanatçının özgünlüğü, düşüncesi arka planda kalıyor.
Sadece yetenek yeterli mi, yoksa iyi bir eğitim almak da gerekir mi?
Yetenek kesinlikle yeterli değil çünkü yetenek seni bir yere kadar getirir ve bırakır. Yetenek senden üretim ister. Eğitim olmadan, ne yaptığını ve nasıl çalışman gerektiğini öğrenemezsin, eğitim genç sanatçı adaylarının yolun yarısına kadar ilerlemesini sağlar, eğitim sürecini de verimli yaşarsan gerçekten bilinçli bir sanatçı olarak yoluna devam edebilirsin.
Stillife Art Gallery’de gerçekleşecek sergin ile ilgili neler söylemek istersin?
Stillife Art Gallery’de benimle birlikte Özlem Aleçakır’ ın video art çalışmalarını ve “Kırmızı emperyalistler” serimi Ankara’daki sanatseverler ile buluşturcağız. Aslında bu sergi Ankara’da belki bir ilk olacak diye ümit ediyorum, çünkü Ankara galerileri genelde video art gibi çağdaş sanat işlerine gerekli ilgiyi göstermiyor. Belki Özlem ile bir ilki gerçekleştireceğiz. Bununla birlikte Azamat Kuliev destekli bir projenin olması çok önemli. Ankaralı izleyicilerin Özlem Aleçakır’ın video art çalışmasını gelip izlemelerini tavsiye ederim. Son olarak Azamat Kuliev’i biz gençlere yönelik çalışmaları desteklemesi ve Şükran Demirok’a da eserlerimizi izleyicilerle buluşturduğu için gönülden teşekkürlerimi sunuyorum.
Son olarak ilerde kendini nerede görüyorsun?
İlerde çok iyi ve büyük sanatçı olmak gibi bir derdim yok. Bu yolun çok zor bir süreç olduğunu biliyorum, umarım bu sürecin altından kalkabilirim ya da sanatçı adayı olma yolunda bir basamak daha ileri gidebilirim. Benim için önemli olan, sanatsal olarak fikirlerimi rahat bir dille insanlara aktarmak. Umarım sanatsal ve fikirsel olarak, herkesin mutlu olabileceği özgür bir gelecek yaşama şansı hepimizin bir gün olur.