Pera Müzesi, İngiltere’nin en köklü ve önemli sanat kurumlarından Victoria ve Albert Müzesi ile paydaşı Art Jameel’ın iş birliğiyle 4. Jameel Ödülü sergisini düzenliyor. 4. Jameel Ödülü kapsamında seçilen 11 sanatçının eserlerine yer veren sergi, 8 Haziran – 14 Ağustos tarihleri arasında ziyaret edilebilir.
Pera Müzesi, 4. Jameel Ödülü sergisinde, ödül kapsamında seçilen sanatçıların eserlerine yer veriyor. Art Jameel tarafından desteklenen ve iki yılda bir verilen £25,000 değerindeki Jameel Ödülü’nün kazananı bu yıl ilk kez Victoria ve Albert Müzesi dışında bir müzede, İstanbul’da Pera Müzesi’nde düzenlenecek ödül töreniyle açıklanıyor.
- Jameel Ödülü kapsamında seçilen 11 sanatçı arasında David Chalmers Alesworth, Rasheed Araeen, Lara Assouad, CANAN, Cevdet Erek, Sahand Hesamiyan, Lucia Koch, Ghulam Mohammad, Shahpour Pouyan, Wael Shawky ve Bahia Shehab yer alıyor. Afganistan, Mali, Porto Riko ve Tayland gibi pek çok farklı ülkeden 200’ün üzerinde başvuru alan Jameel Ödülü’nün 11 sanatçısı, Victoria ve Albert Müzesi Direktörü Martin Roth’un başkanlığındaki seçici kurul tarafından belirlendi. Türkiye’den CANAN ve Cevdet Erek’in de yer aldığı sergide kolajlardan video yerleştirmelerine, seramik, kaligrafiden, heykele ve sanatçı kitaplarına kadar birçok farklı mecrada ürettikleri 30’dan fazla yapıt yer alacak.
Victoria ve Albert Müzesi Direktörü ve Jameel Ödülü jüri başkanı Martin Roth, projeyi şu sözlerle açıklıyor: “V&A’in Jameel Ödülü’nü başlattığı 2009 yılından bu yana, uluslararası gezici sergiyi tüm dünyada 172.000’den fazla ziyaretçi izledi. Ödülün bu başarılı uluslararası boyutunu bir adım daha ileri götürmek için Pera Müzesi’nin, Jameel Ödülü’nün galibinin açıklanacağı ev sahibi kurum olmasından mutluluk duyuyoruz. V&A, Osmanlı geleneğini çağdaş sanat ve tasarım ile birleştiren Pera Müzesi’yle mükemmel bir uyum sürdürüyor.”
Community Jameel International’ın başkanı Fady Jameel, “Yüzyıllar boyunca İslam kültürü, dünyamızın biçimlenmesine katkıda bulunan pek çok etkin fikir üretti, İslam kültürü de bugün sanatsal fikirler konusunda çok önemli bir kaynak olmayı sürdürüyor. Jameel Ödülü’yle hedefimiz, tüm dünyadan sanatçı ve tasarımcıları, bu büyük mirası araştırmak için cesaretlendirmek. Jameel Ödülü’yle ayrıca sanatta, zanaatte ve tasarımda İslam geleneğinden esinlenen çalışmaları öne çıkaracak bir forum da sağlamış oluyoruz,” diyor.
- Jameel Ödülü sergisinin küratörlüğünü Victoria ve Albert Müzesi Orta Doğu koleksiyonunun küratörü Tim Stanley ile Orta Doğu güncel sanat ve tasarım küratörü Salma Tuqan üstleniyor.
Başkanlığını Victoria ve Albert Müzesi Direktörü Martin Roth’un yaptığı jüri üyeleri arasında; sanatçı Alan Caiger-Smith, moda tasarımcıları Ece ve Ayşe Ege (Dice Kayek’in kurucuları ve 3. Jameel Ödülü sahipleri), küratör Rosa Issa ile Hong Kong Asya Sanat Arşivi’nin (AAA) Araştırma ve Programlar Direktörü Hammad Nasar yer alıyor. Geçtiğimiz aylarda vefat eden ödüllü mimar Zaha Hadid ise Jameel Ödülü’nün hamiliğini üstlenmişti.
Jüri üyelerinden olan ve Hong Kong’daki Asya Sanat Arşivi’nin (AAA) Araştırma ve Programlar direktörlüğünü yürüten Hammad Nasar ise sergi hakkında şu yorumlarda bulunuyor: “Bu yılın finalistleri sesten filme, minimalist heykele uzanan bir çeşitlilik içermekle kalmıyor; çoğu küresel sanat dünyasında da bilinirliğe sahip olan sanatçıların hem çağdaş hem de kökleri Müslüman kültürlere uzanan çoğul kimliklerini dile getirme konusunda özgüvenlerinin ne kadar arttığını gösteriyor. Bu çok olumlu bir gelişme ve Jameel Ödülü gibi platformların, ‘küresel’ görsel kültürün neye benzediğine dair ortak fikirlerimizi genişletmeye katkısı olabileceğini gösteriyor.”
Ödül töreni: 7 Haziran Salı, saat 19:00
Sanatçıların yapıtlarıyla ilgili tanıtım filmlerine linkten ulaşabilirsiniz: www.vam.ac.uk/jameelprize4
İstanbul’daki 4. Jameel Ödülü sergisi, Victoria ve Albert Müzesi, Londra ve paydaşı Art Jameel tarafından, Pera Müzesi’nin işbirliğiyle düzenlenmiştir.
Pera Müzesi http://www.peramuzesi.org.tr
Sanatçılar ve Kurumlar Hakkında
David Chalmers Alesworth, son on yıldır çalışmaları için bahçe tarihi ve peyzaj konusunda yaptığı araştırmaları temel alan bir sanatçı. Sergide, İran ve Pakistan yapımı iki özgün halıyı tekrar işleyip “bahçe halıları” yaratmak üzere yeniden şekillendirdiği iki “tekstil müdahalesi” yer alacak. Sanatçının Garden Palimpsest (Bahçe Palimpsesti) (2012) adlı yapıtı, Abbe Jean Delagrive’in 1746 tarihli Versailles Sarayı Bahçeleri resmini temel alan bir imgenin 150 yıllık bir Kerman halı parçasına işlenmesinden oluşuyor. Hyde Park Kashan 1862’de (2011) ise sanatçı 75 yıllık büyük bir Kaşan halı parçası üstüne işlenmiş bir Stanford haritasında 1862’deki Büyük Sergi’yi gösteriyor. Alesworth eserlerinde batı kültürüne ait bu yeni manzaraların halıların özgün desenlerini örtmesini amaçlamıyor; daha ziyade bunları, bahçe halılarının dokumasının derinliklerine kök salan ve alttaki kusursuz arazi örneğinden filizlenen unsurlar olarak görüyor. Alesworth ayrıca tarihsel metinlerden ve Lahor’da kendi bahçesinde yetişen bitkilere ait fotoğraf katmanlarından oluşturduğu dijital imgeler olan Gardening the Archive (Arşivde Bahçıvanlık) (2014) adlı serisinden de üç yapıt sergileyecek.
Rasheed Araeen, İngiltere’de minimalist heykelin öncülerinden biri olarak tanınıyor. Resim ve fotoğraf alanında da çalışmaları olan sanatçı İslam felsefesini, bilimini ve sanatını çağrıştıran ve değerlendiren yapıtlar ortaya koyarak, modern sanat tarihinde İslam sanatının geleneksel geometrisiyle hat sanatına merkezi bir rol atfediyor. Araeen’in sergide, geometri ile renkleri kullanarak oluşturduğu Bahar Lye, Khushiaan Lye: Spring Come, Happiness Come (Bahar Lye, Khushiaan Lye: Bahar Gelir, Mutluluk Gelir) (2015) adını taşıyan ve ilk dönem yapıtlarına bir dönüş olarak nitelendirilen heykeli sergilenecek. Buna ek olarak sergide, Müslüman düşünür Gazali’nin adının akrilik boya ile tuvale dört kez yazılmasıyla oluşturduğu Al-GhazaliAl-GhazaliAl-GhazaliAl-Ghazali (2010-11) adlı yapıtını görmek de mümkün olacak.
Lara Assouad, çağdaş Arap görsel dilini yansıttığı söylenebilecek Arapça harfleri yaratmaya ilgi duyan bir grafik ve yazı tasarımcısı. Sanatçı eserlerinde modüler alfabelerini ve hurufatını yaratmak için eski el yazmalarında kullanılan hat stillerini inceleyerek süslemeleri, giriftlikleri olabildiğince azaltarak okunurluklarını ortadan kaldırmadan yarattığı soyutlamalar ile altta yatan temel geometrik yapıya ulaşıyor. Assouad’ın sergideki yapıtı The Modular Arabic Alphabet and Type Project (Modüler Arapça Alfabe ve Hurufat Projesi) sanatçının modüler Arapça tipografiyle süregelen çalışmalarını ele alıyor. Assouad’ın basit geometrik şekillerden oluşturduğu ve tahta bloklarla baskı yapılmış geometrik harfleri kullandığı ödüllü çocuk kitabı Tabati (2011) ile başlayan bu proje; çocukların Arapça dili ve alfabesiyle oyunsu, eğlenceli bir şekilde tanışarak onu öğrenme konusunda heyecan duymasını amaçlıyor. Genç tasarımcılara Arapça yazılardaki oranları, benzerlikleri ve uyum konusundaki temel kuralları öğreten bir araç olarak da kullanılan projede, harflerin kültürel ve tarihsel bağlamlarından çıkarılarak soyutlama ile simgesel birer “ikon” olma potansiyelleri de araştırıldı.
CANAN’ın sanat çalışmalarının temelinde Türkiye’deki en önde gelen kadın hakları savunucularından biri olması yatıyor. Performans, minyatür, video ve fotoğraf gibi farklı araçları kullanan CANAN, bugünün Türkiye’si ve ülkenin yakın tarihi hakkında yorumlar yapıyor. Sergide Osmanlı minyatürlerinin görsel dilini kullanan iki yapıtı Resistance on Istiklal Street (İstiklal Caddesi’nde Direniş) (2014) ve Bosphorus Bridge (Boğaz Köprüsü) (2014) yer alacak. Şehrin Osmanlı haritacılarından etkisinde sunulduğu ilk eserde, 2013’te İstanbul’da gerçekleşen Taksim Gezi Parkı protestoları sırasındaki direniş ele alınıyor. İkinci minyatürse Gezi Parkı’na ulaşmak için Boğaz Köprüsü’nü geçmek isteyerek polisin basınçlı su ve gaz bombası kullanımına rağmen bunu başaran bir grup protestocuyu gösteriyor.
Cevdet Erek, özel olarak ses, mekân ve ritim ile çalışan bir sanatçı. Ruler (Cetvel) adlı serisinde bu geleneksel ölçüm aletini alıp zamanı temsil eden bir alete dönüştürüyor. Ruler Day Night (Gündüz Gece Cetvel) (2011) namaz saatlerini kullanarak gün ve geceyi yinelenen ve belli belirsiz değişen siyah-beyaz bir desen olarak ortaya koyuyor. Ruler 100 Years (100 Yıl Cetvel) (2011) ise iki katmanlı bir eser; 1928’deki Harf Devrimi öncesi dönem Arapça harflerle, sonrasındaki dönemse Latin harfleriyle gösteriliyor. Ayrıca eserin Arapça bölümünde saklı bir şekilde, 1926’da İslami takvimden Gregoryen takvime geçiş işaret ediliyor.
Sahand Hesamiyan’ın yapıtları, İran’ın geleneksel geometrik şekillerini çağdaş bir yorumla ele alan heykellerden oluşuyor. Sergide İran’daki mimari formların kesilerek başlı başına birer heykel olarak ortaya çıkarıldığı iki yapıtı sergilenecek. Gizli ve özel bir sığınak anlamına gelen ve kâğıttan bir maket olan Khalvat (2014) adlı yapıtında Hesamiyan, binalardaki Rasmi adı verilen geleneksel üçgen formuyla üretim sürecinde süslemeli İran mimarisini karkasıyla yan yana koyarak içsel ve kutsal olanı ortaya çıkarıyor. Sergide ayrıca Hesamiyan’ın etkileyici bir çelik yapıtı olan Nail (Çivi) (2012) de sergilenecek. Büyük tek bir çividen oluşan bu yapıt, çarmıha germede kullanılan dört küçük çivinin yerine geçerek çarpıcı bir simge oluşturuyor.
Lucia Koch, eserlerinde bina yüzlerini, ışıklıkları ve pencereleri, filtreler ve başka çeşitli malzemelerle örterek mimari müdahaleler yaratıyor; böylece ışık ve mekânsallık konularını sorguluyor. 16. yüzyılda Portekizli yerleşimcilerin getirdiği İslami gelenekler sonucunda Brezilya evlerinde çok sık görülen seramik desenleri ve pencere kafeslerini çağrıştıran perdelerle uğraşıyor. Construction Materials (Yapı Malzemeleri) (2012) adlı serisinde Koch kesilmiş pleksiglas kullanarak üst üste geçmiş kayan paneller üstünde çerçevelenmiş perdeler yaratıyor, bu da desenleri çoğaltıyor ve perdeler arasından bakışı etkiliyor. Sanatçının sergilenen iki perdesi Showcase (Vitrin) (akrilik-renk) (2012) ve Showcase (Vitrin) (akrilik-ayna) (2012), 2003’teki İstanbul Bienali için yaptığı hamamda ya da 2008’de Tokyo’da Çağdaş Sanat Müzesi’nin penceresine ya da 2013’te Şarjah’taki bienalde bir evin kapısına monte edilen malzemeleri gibi daha önceki yerleştirmelerinden örneklerden oluşuyor.
Ghulam Mohammad, kâğıt kolajlar yaratmak için sözcükleri ve dili araç olarak kullanıyor. Dili sayfadan “kurtaran” ve oyunbaz bir yenidenyapımı hedefleyen Mohammad, onu yeni bir estetik anlayışla zenginleştirmeyi hedefliyor. Üzerinde Urdu dilinde yazıların bulunduğu kâğıt parçalarını alıp altın ve gümüş varak ve mürekkep ekleyerek kolajlarını tamamladığı Untitled (İsimsiz) (2014) adını taşıyan beş yapıtı, onun bu son derece girift çalışmalarına örnekler oluşturuyor. Mohammad’ın çalışmaları büyük emek ve sabır istiyor, sanatçı da neredeyse günde 20 saat, haftada yedi gün, çoğunlukla havalandırma olmayan, başının üstünde büyük bir ampulün sarktığı bir odada çalışıyor.
Shahpour Pouyan eserlerinde seramik ve metal gibi farklı malzemeler kullanıyor. Yapıtının dekoratif motivasyonu geleneksel İslam sanatından gelse de nesnenin belirsiz kullanım amacı, onun farklı açılardan yorumlanabilmesini sağlıyor. Unthinkable Thought (Düşünülemez Düşünce) (2014) adlı seramik dizisi, geçmişten beri gücün işareti olarak kullanılmış mimari yapılar olan kubbeleri sunuyor. Pouyan geleneksel İslam çömlek tekniklerini kullanarak Avrupa ve Ortadoğu’dan çeşitli kubbelerin modellerini üretiyor. Bunlardan bazıları Roma’daki Pantheon gibi belirli yapıların küçük ölçekli röprodüksiyonları; diğerleriyse daha basit ve neredeyse tipolojik; İsfahan’daki ünlü Şah Camii’nin turkuaz kubbesi gibi İran’ın zengin mimari tarihinden yararlanıyor.
Wael Shawky’nin sergide, Cabaret Crusades: The Path to Cairo (Kabare Seferleri: Kahire Yolu) (2012) adlı filmi yer alacak. Cabaret Crusades üçlemesinin ikinci filmi olan bu film, Arap bakış açısından Haçlı Seferleri’nin tarihini anlatıyor. Shawky çizimler, nesneler ve Amin Maalouf’un kitabı Arapların Gözünden Haçlı Seferleri’ni (1983) temel alan anime kukla filmleri kullanarak bu dini savaşların dehşetini itinayla kurulmuş karakterler, müzik ve sahneleme ile ortaya seriyor.
Bahia Shehab hem sanatçı, hem de Kahire’deki Amerikan Üniversitesi’nde grafik tasarım profesörü. Yapıtları eski Arap yazısına ve onun çağdaş tasarım sorunlarının çözümünde nasıl kullanılabileceğine odaklanıyor. A Thousand Times No (Bin Kere Hayır) (2010) adlı yapıtı, İslam tarihinde lam-elif’in girdiği bin değişik şekli kullanarak bu harf formunun tarihini sunan pleksiglas bir camdan oluşuyor. Bu harfler aynı zamanda Arapçada “hayır” anlamına gelen “laa”yı oluşturuyor. Yapıtın yanında sergilenen kitap ise Shehab’ın farklı lam-eliflere dair yaptığı kapsamlı araştırmanın görsel bir dökümü kronolojik olarak sunuyor. Bu proje, Arapça yazının geçirdiği evrimin zenginliğini gösteriyor.
Bahia Shehab
Bin Kere Hayır (2010)
Defter
Sanatçının izniyle
Fotoğraf: Bahia Shehab
Wael Shawky
Kabare Seferleri: Kahire Yolu (2012)
HD video
Sanatçının ve Lisson Gallery’nin izniyle
Shahpour Pouyan
İsimsiz (2014-2016)
(Düşünülemez Düşünce serisinden)
Sırlı seramik
Sanatçının ve Lawrie Shabibi’nin izniyle
Sahand Hesamiyan
Çivi (2012)
Çelik
Sanatçının ve The Third Line’ın izniyle
Fotoğraf: Hamid Eskandari
Rasheed Araeen
Al-GhazaliAl-GhazaliAl-GhazaliAl-Ghazali (2010-11)
Tuval üzerine akrilik
Sanatçının izniyle
Fotoğraf: Vipul Sangoi
Lucia Koch
Vitrin (akrilik-ayna) (2012)
Yapı Malzemeleri serisinden
Çelik kayan çerçeveler,
yansıtmalı akrilik üstüne lazer kesim desenler
Sanatçının ve Galeria Nara Roesler’in izniyle Fotoğraf: Everton Ballardin
Lara Assouad
Modüler Arapça Alfabe (2015)
Fotoğraf
Sanatçının izniyle
Fotoğraf: Sebastian Ebbinghaus
Ghulam Mohammad
İsimsiz (2014)
Kâğıt, mürekkep
Özel Koleksiyon
Fotoğraf: Usman Javaid
David Chalmers Alesworth
Hyde Park Kashan 1862 (1900-1950 ve 2011)
Halı üzerine işleme
Fundación AMA’nın başkanı
Juan Yarur Torres’in izniyle (Santiago, Şili)
Fotoğraf: David Chalmers Alesworth
Cevdet Erek
Gündüz Gece Cetveli (Başlangıç: 14 Eylül) (2011)
Ahşap, mürekkep, pleksiglas
Sanatçının ve AKINCI Galeri’nin izniyle
Fotoğraf: Peter Cox
İstiklal Caddesi’nde Direniş (2014)
Kâğıt üzerine mürekkep, boyama ve altın varak
Sanatçının ve Rampa Galeri’nin izniyle
Fotoğraf: André Carvalho ve Tuğba Karatop – Chroma
Sergi Hakkında
- Jameel Ödülü kapsamında finale kalan 11 sanatçı ve tasarımcının eserlerinden oluşan sergi 8 Haziran – 14 Ağustos tarihleri arasında Pera Müzesi’nde görülebilir.
- Ödülün kazananı 7 Haziran 2016 tarihinde açıklıyor.
Victoria ve Albert Müzesi İslam Sanatı Koleksiyonu
Victoria ve Albert Müzesi 1850’lerden bu yana İngiliz endüstriyel tasarımında reform yapmak amacıyla dünyada İslam sanatı örneklerini toplayan ilk kurum. Müzenin kurucuları İslam sanatının ve tasarımının Batı’daki üretimin büyük bir bölümünden daha üstün olduğunu düşünerek genel beğeniyi yönlendirmek, çağdaş üretim için modeller sunmak amacıyla örnekler topladılar. Müzenin koleksiyonu çok daha sonraki tasarımlara yansıyor ve V&A, Jameel Ödülü sayesinde geçmişteki İslam sanatının bugün hala esin kaynağı olabildiğini gösterebiliyor. Jameel Ödülü aynı zamanda V&A’in dünyada kültürel bağları geliştirmek ve kültürel anlayışı artırmak için tasarlanmış etkinlik programının bir parçası.
Jameel Ödülü
Dünyanın dört bir yanından öncü küratörler, tasarımcılar, sanatçılar ve kültür dünyasından simalar Jameel Ödülü için aday göstermeye davet edildi. 280’nin üzerinde adayın arasından seçici kurul, on bir sanatçı ve tasarımcıyı finale bıraktı. 2009’da ilki verilen ödül, 1001 Sayfa (2008) adlı yapıtıyla Afruz Amighi’nin oldu; bu yapıt, göçmen çadırlarının yapımında kullanılan örgü plastik ile örülmüş, el yapımı girift bir perdeydi. 2011’de ödülü, İslamiyet’in 14 büyük dervişinin yaşamını ve mirasını incelemeyi hedefleyen ve Arapça hat, sembol ve şifreler içeren işlemeli kumaş afişlerinden oluşan Les Maitres Invisibles (Görünmez Ustalar) (2008) yapıtıyla Rachid Koraïchi kazandı. 2013’te 3. Jameel Ödülü’nü ise 1992’de Ece ve Ayşe Ege’nin kurduğu Türk moda markası Dice Kayek, İstanbul’un mimari ve sanatsal mirasını hatırlatan “Istanbul Contrast” adlı koleksiyonlarıyla aldı. Jameel Ödülü böylece ilk kez tasarımcılara verilmiş oldu.
Art Jameel
Community Jameel’in girişimlerinden biri olan Art Jameel, MENA (Ortadoğu, Kuzey Afrika, Türkiye) bölgesinde canlı bir sanat ortamının yaratılması ve desteklenmesini hedefliyor. Dünyadaki çeşitli sanat organizasyonlarıyla işbirliği içinde, bağlantıların kurulması ve bilginin paylaşılması için kültürel değişim programları geliştiriyor. Art Jameel’in kurucu ortağı olduğu yapılar arasında Edge of Arabia, The Crossway Foundation, Arabian Wings, Jeddah Art Week ve The Archive var. İki yılda bir düzenlenen Jameel Ödülü için Londra’daki Victoria ve Albert Müzesi ile yapılan işbirliğine ek olarak şu projeler sayılabilir: Art Jameel Fotoğraf Ödülü; Cidde Belediyesi’yle birlikte kurulmuş bir park olan Cidde Heykelleri Müzesi; Suudi Arabistan Eğitim Bakanlığı’yla birlikte düzenlenen Art Jameel Olimpiyatları; Prens Geleneksel Sanatlar Okulu’yla işbirliği içinde Fustat – Mısır’da sürdürülen Art Jameel Geleneksel Sanat ve Zanaatlar Programı. Community Jameel, iş istihdamı, yoksulluğun giderilmesi, kültür-sanat, eğitim ve sağlık konularında girişimlerde bulunmak ve uluslararası kurumlarla kurduğu uzun vadeli işbirlikleriyle toplumsal değişime katkı sağlamak amacıyla 2003’te kuruldu. Community Jameel hakkında daha ayrıntılı bilgi için: www.cjameel.org (http://www.cjameel.org)
Pera Müzesi hakkında
Pera Müzesi, Suna ve İnan Kıraç Vakfı’na bağlı olarak nitelikli ve geniş ölçekli kültür-sanat hizmeti vermek amacıyla 2005’te kurulan bir özel müzedir. Orijinali 1893 yılında mimar Achille Manoussos tarafından tasarlanan Bristol Oteli binasının, 2005’te cephesi korunarak çağdaş ve donanımlı bir müze olarak renove edilmesiyle inşa edilen yeni binasında faaliyet göstermektedir. Koleksiyonları, aralarında Jean Dubuffet, Joan Miró, Pablo Picasso, Frida Kahlo, Alberto Giacometti gibi dünyanın usta sanatçılarının yapıtlarının bulunduğu süreli sergileri ve kuruluşundan günümüze gerçekleştirdiği etkinlikleriyle Türkiye’nin en nitelikli, öncü ve sevilen müzelerinden biri haline gelen Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi kentin bu çok canlı bölgesinde çağdaş bir müze-kültür merkezi olarak hizmet vermeye devam ediyor.