1955’ten 1995’e Türkiye’de üretim ortamını 80’li yıllarda dolaşımda olan nesneler aracılığıyla inceleyen Tek ve Çok sergisi 06 Eylül’de SALT Galata’da açıldı. Sergi 13 Kasım’a kadar izleyici ile buluşacak.
Tek ve Çok, eşyanın üretimi ve dolaşımına yönelik, araştırma temelli bir sergidir. Türkiye’de 1955-95 dönemini, adım adım gerçekleştirilen sanayileşme ve uzantısındaki tasfiyenin meydana getirdiği nesneler aracılığıyla ele alır. Endüstri ürünlerinin ilk kez geniş bir alıcı kitlesiyle buluştuğu 80’li yıllarda dolaşımda olan nesnelerden derlenen bu seçki, dönemin üretim ortamını bağımsız hikâyelerle inceler.
Türkiye’de 80’lerin ortasında karma ekonomiden serbest ekonomiye geçilmesiyle üreticiler, devletin kota sistemine tabi olmaksızın dövizle alışveriş hakkına sahip oldu. Ekonomideki bu yenilik, özel sektörde 50’lerde ivme kazanan sanayileşmenin altyapısını tamamlar nitelikteydi. Devlet, yerli sanayinin yabancı müşteriye hizmet sağlayacağı ve uluslararası rekabete dâhil olacağı bir planı devreye sokmuştu. Beraberinde büyümeyi getiren çıkış, günlük hayata, sürekli artan bir ürün yelpazesiyle tercüme edildi ve ülkenin büyücek şehirlerinde öbeklenen, görünüşte ve maddede küresel bir Türkiye yarattı.
Hızlı geçiş sürecinin kilit noktaları büyücek şehirlerdi; el ve makine işleri, yerel ve küresel markalar, lüks ve mütevazı hayat tarzları eş zamanlı olarak bir aradaydı. Üstelik, gelişen iletişim imkânları sayesinde uluslararası olan hakkında izlenim edinmek işten değildi. Anında yayılan bolluk ve refah görüntüleri, kısa vadede hayat tarzında terfi vaadine evrildi. Vaadin olanaklara dönüştürülmesi çok çeşitli biçimlerde gerçekleşse de, döneme dair çalışma ve anlatımlar genellikle toplumsal bir ikiliğe dayandırıldı.
Tek ve Çok, söz konusu tarihi, toplumun erişimine açık maddi kültürün izinde araştırır. Otomotiv, beyaz eşya, mobilya, oyuncak, kırtasiye, giyim, tekstil, gıda, züccaciye ve temizlik endüstrilerinden nesne ve hikâyeleri bir araya getiren sergi, döneme ilişkin bilginin yenilenmesi ve çeşitlenmesini amaçlar. Ayrıca, biricik olana yönelik taze bir merakın filizlendiği sanat ve moda ortamından alıntılarla bu yeni dalgalanmanın kültür ekonomisindeki etkilerini örneklendirir. Bedri Baykam’ın This has been done before (1987) adlı işiyse, dönemin modern sanat tartışmalarında, yaratıcılığın yalnızca Batı kaynaklı olabileceği anlayışına karşı bir eleştiri niteliğindedir.
Tek ve Çok sergisinin araştırma ve anlatımı, özgün kopyalar kavramı etrafında yapılandırıldı. Alışıldık beklenti, bir öncekinin fikrini geliştirmek yerine dâhiyane buluşlar yapmak yönündedir. Sergi, bu refleksten sıyrılarak Türkiye’deki üretim tarihine başka bir açıdan bakmayı önerir. Montaj sanayisinin ilk yıllarından telifsiz taklitlerin cirit attığı günümüze, kopya olarak damgalananlar ekonomik ve entelektüel açılardan zan altındadır. Tek ve Çok, kullanıcıları eşyayı başlı başına değerlendirmeye, koşullara özgü icatları teşhis etmeye ve hiçbir yeniliğin öncülsüz olmadığı dünyamızda bir öğrenme tavrı olarak kopyayı incelemeye davet eder.
Sergi ve paralel programlar, konunun kamuya açık katılımla tartışılabileceği çoklu platformlar olarak tasarlandı. Sergi süresince uzun soluklu bir öğrenci atölyesi biçiminde devam edecek olan araştırmanın sonuç ve yorumları içeriğe eklenecek. İzleyiciler, ev içi ürün çizimlerinin yer aldığı masada kendi özgün kopyalarını üretebilecek ve ürünlere dair bilgi ekleyebilecek. Ayrıca, serginin odak noktalarını irdeleyen konuşma ve film gösterimleri gerçekleştirilecek.
Tek ve Çok sergi içeriği, iş birlikçi kurumlar, profesyoneller, danışmanlar, akademisyenler ve öğrencilerin zengin katkılarıyla bir araya getirilmiştir.
Araştırma ekibi
Meriç Öner, Dilek Himam, İlhan Ozan, Cem Kaya, Ayşe Coşkun Orlandi, Asya Ece Uzmay, Emirhan Altuner, Merve Dokumacı, Özüm Yelkencioğlu.
Katkıda bulunanlar
Ahmet Altekin, Atilla Argat, Hraç Aslanyan, Yahşi Baraz, Davut Beresi, Başak Gürsoy, Ali İhsan İlkbahar, Fatoş İnhan, Hüsnü Karagözoğlu, Sami Kariyo, Yıldırım Kaymal, Aytaç Kot, Jan Nahum, Adil Öztoprak, Baron von Plastik, Nalan Sakızlı, Hasan Subaşı, Arman Suciyan.
Adel, Arçelik, Bingo, Dalin, Evyap, Fatoş Oyuncakları, Ford Otosan, Gorbon Seramik, Hotiç, İGS, İnci Deri, İstanbul Oyuncak Müzesi, İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi, Jumbo, Kelebek, Migros, Mudo, Oyak-Renault, Paşabahçe, Penti, Pınar, SEK, Selpak, TAMEK, Tofaş, Tofaş Bursa Anadolu Arabaları Müzesi, Ülker, Vakko.
Bu sergi, SALT’ın üyesi olduğu Avrupa müzeler konfederasyonu L’Internationale’nin beş yıllık The Uses of Art – The Legacy of 1848 and 1989 [Sanat Kullanımları – 1848 ve 1989’un Mirası] programı kapsamında gerçekleştirilmektedir.