ANADOLU’NUN YÜCE BİR DAĞI: ILGAZ
Anadolu’nun dağları içinde en çok tanınanlarından biridir, Ilgaz. Türkiye’nin sayılı kayak merkezlerinden olan Ilgaz, Kış Turizmi açısından olduğu kadar yaz aylarında da doğaseverlerin gözde mekânlarındandır.
Zirvede 2850 metre yüksekliğiyle orta büyüklükte bir dağ silsilesi olan ve İç Anadolu bölgesiyle Karadeniz bölgesinin sınırında yer alan Ilgaz sıradağları, deyimin tam anlamıyla bir doğa harikasıdır. Her mevsim ayrı bir güzelliği olan bölgede, ilkbaharda yeşilin, sonbaharda sarı, kırmızı vekahverengini tüm tonlarını görmek mümkündür… Yazın piknikçilerin, kampçıların, karavancıların, doğa yürüyüşçülerinin ve fotoğraf meraklılarının akınına uğrayan Ilgaz Dağı, kış aylarında ise Türkiye’nin her tarafından gelen kayakçıları ağırlar.
1976‘da milli park ilan edilen ve 1088 ha alana yayılan Ilgaz Dağı’nda 10 binden fazla bitki çeşidinin yetiştiği ifade ediliyor. Milli park alanında göknar, karaçam ve sarıçam ağaçları hâkim bitki örtüsü olarak dikkat çekmekte olup burada ayrıca karaca, geyik, yaban domuzu, kurt, ayı ve tilki gibi yaban hayvanları da yaşamaktadır.
İdari olarak iki ilimizin (Kastamonu ve Çankırı) sınırları içinde kalan Ilgaz Dağı’ndaki Kış Turizmi’ne yönelik turistik ve sportif tesisler çoğunlukla dağın Çankırı tarafında kalan güney cephesinde yer almaktadır. Doruk Mevkisi Kayak Merkezi ve Yıldıztepe bölgelerindeki bu tesislerde günübirlik ve konaklamalı olarak kayak yapılabilmekte, kayak araç ve gereçleri kiralanabilmekte ve kayak dersleri alınabilmektedir. Tesislerde 600’den 4000 metreye kadar değişen uzunluklarda ve farklı düzeylerdeki kayakçılara hitap eden pistler mevcuttur. Halen büyük bir turizm projesinin yürütüldüğü “Kadın Çayırı – Yıldıztepe Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” projesi tamamlandığında, Ilgaz’ın turistik potansiyeli çok daha iyi değerlendirilebilecektir.
Ilgaz’ın yaylaları arasında en popüler olanlar ise; ortasında büyük bir gölet bulunan ve kırk kaynaktan akan sularla beslendiği için bu adla anılan Kırkpınar Yaylası, aynı zamanda mola yeri niteliğindeki Dertbent Şehitliği Mesire Alanı ile daha çok piknik severlerin rağbet ettiği Kadın Çayırı’dır. Kadın Çayırı her yıl yaz aylarında düzenlenen “Ilgaz Dağı Kültür ve Sanat Festivali”ne de ev sahipliği yapmaktadır.
Ilgaz’ın en önemli doğal zenginliği; herkesin bildiği çocuk şarkısındaki (*) nitelemeyle “Anadolu’nun yüce dağı” olmakla birlikte tipik bir Anadolu ilçesi olan Ilgaz’ın yakın çevresinde; birçok antik kent, höyük ve kaya mezarı görülebilir. Ilgaz ilçe merkezinde görülebilecek yerler arasında ise; bir 19. yüzyıl Osmanlı eseri olan Ilgaz Hamamı ile geleneksel sivil mimarimizin en güzel örneklerinden ahşap evler not edilebilir. Ilgaz’da ayrıca çok sayıda içme ve kaplıca da bulunmaktadır.
Bilinen tarihi Paleolitik Çağ’a, yazılı tarihi (Anadolu’nun her tarafında olduğu gibi) Hititlere kadar uzanan Ilgaz’ın adının kökeni iki farklı rivayetle açıklanmaktadır. Birinci tez Paflagonyalılar (Bugünkü Çankırı, Kastamonu, Karabük, Bartın ve Sinop illerinde egemen olmuş bir krallık) dönemindeki adı olan Olgasis’in zamanla Ilgaz’a dönüşmesi şeklindedir. Diğer görüşe göre ise Türkçe memleket anlamındaki il/el sözcüğü ile bir dönem bu bölgede yaşayan Gask’ların adının birleşmesinden oluşan Elgas sözcüğü, zamanla Ilgaz’a dönüşür. Ilgaz’ın Osmanlı Dönemi’ndeki adı (Beylikler Dönemi’nde yöreye egemen olan Koçhisaroğulları’nın adına izafeten) Koçhisar’dır.
Olgasis ve Koçhisar adlarıyla, yerli ve yabancı seyyahların kaleme aldığı seyahatnamelerde de karşılaşıyoruz. Gezginlerin ve gezi yazarlarının piri Evliya Çelebi 17. yüzyılda Erzurum üzerinden Bakû’ye giderken gezdiği Çankırı ve civarını anlatırken Koçhisar’dan şöyle bahseder: “Menzil-i karye-i Koçhisar Kankırı hükmünde kazadır. Kal’asını rum keferi elinden sene 708’de Osman Gazi feth edup bir dahi küffara dar’ül karar olmaması içün temelinden münhedim etti. Koçhisar bir camili karyedir. Kankırı Koçhisar derler andan dokuz saattir.” (“Koçhisar köyü menzili: Çankırı hükmünde kazadır. Kalesini Rum keferesi elinden 708 (1308) tarihinde Osman Gazi fethedip bir daha küffara sığınacak yer olmasın diye temelinden yıktı. Bir camili, bakımlı köydür. Çankırı Koçhisar’ı derler, buradan dokuz saattir.”
Anadolu’da bilimsel araştırmalar yapmak üzere Türkiye Cumhuriyeti tarafından görevlendirilen İtalyan Arkeolog Jacopi ise 1935 tarihli notlarında “Zamanında Ilgaz merkezi kaza imiş. Hala höyükleri ve karakteristik mezarları vardır. Kasabadaki taştan iki aslan heykelinin kentin batısında yer alan Salman Höyük’ten getirildiği söylenmektedir. Söylentilere göre Salman Höyük olarak bilinen yer bugün de aynı ismi taşıyan köydür” ve ayrıca “Geçmiş zamanda antik adı Olgassys olan Ilgaz Dağı’nın yüksekliği 1775 metredir” diye yazmış. Jacopi’nin bahsettiği aslan heykelleri Ilgaz Hükumet Konağı önünde görülebilir.
Çankırı’ya 50, Ankara’ya 180 km uzaklıkta olan Ilgaz’ın turistik yörelerinin, ilçe merkezine olan uzaklıkları (hepsi de Kastamonu yönünde olmak üzere) 20’şer km civarında. 1650 metre yükseklikteki Kırkpınar Yaylası’na ulaşmak için Kastamonu yolunun 10. kilometresinden ayrılarak batı yönünde 10 km daha devam etmek gerekiyor. Ilgaz – Kastamonu yolunun 13. kilometresinden doğuya ayrılan bir başka yol 7 km sonra Kadın Çayırı ve Yıldıztepe’ye varıyor. Anayol üzerindeki Derbent’in Ilgaz’a uzaklığı 24 km olup, aynı yolun 25. kilometresinden itibaren 1 km kadar batıya devam edilerek de 2000 metre yükseklikteki Ilgaz Dağı Doruk Mevkisi’ne ulaşılıyor. Ilgaz Dağı Milli Parkı’nın ana girişi ise Ilgaz’a 30 km uzaklıkta ve Kastamonu il sınırları içinde kalıyor. Ilgaz’a Ankara ve İstanbul’dan hareket eden Kastamonu otobüsleriyle ulaşılabiliyor.
(*) Ilgaz Anadolu’nun sen yüce bir dağısın.
Baharla yeryüzünde güzellerin bağısın.
Yalçın kayalıkların göklere yükseliyor.
Senin dumanlı başın bulutları deliyor.
Yükseklerden akıyor, ne güzel berrak sular.
Eteklerinde otlar, sürülerle kuzular.