Bakırköy Yahya Kemal Beyatlı Anadolu Lisesi
Görsel Sanatlar Öğretmeni
Saniye ÜNAL KAYA
Toplum içerisinde, eğitim sistemi, farklı düzey ve içeriğe sahip bireylere çeşitli eğitim imkanları vermektedir. Bireylerin algılamalarının farklı olması onlara verilen eğitiminde içerik farklılaşmasını gerektirmektedir. Eğitim, bireyin algılamasına uygun olduğu takdirde öğretim gerçekleştirilebilir.
Bu bağlamda zihinsel engelli bireylerin eğitimi de onların algılama düzeylerine uygun olmalıdır. Oluşturulacak eğitim programlarında, eğitim alacak bireye akademik içeriklerle sıkmadan onun ilgisini ve beğenisini tatmin edecek tarzda uygulanmalıdır. Buna yönelik bir eğitimde ancak Sanat eğitimiyle mümkün olabilmektedir. Görsel sanatlar eğitiminin her çeşit alanla bağdaşabilme özelliği, onun özel eğitim alanıyla da uyumuna imkân tanımaktadır. (Salderay,2001;2)
Görsel sanatlar eğitimi, eğitim ile sanatın değişik konumlarda ve değişik boyutta bir araya geldiği eğitimdir. Görme, algılama gördüğünü anlamlandırma ile başlayan eğitim süreci üzerine bir şeyler koyarak devam eder. Bir süre sonra alınan eğitim ile ürün ortaya koyma, taklit etme metodu ile başlar, özgün çalışmalara doğru çeşitlenerek alanda gelişir. Üç boyutlu (heykel) çalışmalar el-kas becerileri için son derece değerlidir. Kil çamuru ile yapılan bir çok çalışma, öğrencinin stres atmasına olanak sağlayarak yaratıcılığı da desteklenir.
Zihinsel engelli öğrencilerin akademik bilgi ve becerileri öğrenilmesi kalıcı hale dönüşmesi bir takım etkinliklerin yapılması ile mümkün olmaktadır. Aynı şekilde küçük kas becerilerinin el-göz koordinasyonunun gelişmesi de bu etkinliklerle geliştirilebilir. Bu amaç doğrultusunda görsel sanatlar eğitiminin özel eğitim alanıyla bağdaşlaştırılması söz konusu olabilmektedir.
Sanatın bu denli etken olduğu bu alanda, bu alana hizmet veren öğretmenlerin bu potansiyeli doğru yönde kullanmamalarından kaynaklanan sorunlar, öğrencinin gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Türkiye şartlarında görsel sanatlar eğitimi derslerinin zihin engelli çocukların eğitiminde doğru ve amaca uygun yönelik kullanılmaması bir sorun olarak algılanmaktadır. Görsel sanatlar eğitiminin, diğer disiplin alanları içerisindeki yerinin boş ders olma anlayışından çıkıp, yeni anlamlar kazandırılması gerektiği düşüncesi benimsenmiştir. Bunun için zihinsel yetersizliği olan öğrencilere eğitim veren öğretmenlerin içinde bulunduğu durumu saptamak, görsel sanatlar eğitimi ders müfredatını ve amaçlarını incelemek, yeterli ve yetersiz yönlerini ortaya çıkarmak için ‘ Görsel sanatlar eğitimi ders müfredatının zihin engelli öğrencilerin eğitimine katkısı nedir? Sorusunun, problem sorusu olarak algılanması gerekmektedir.
Sanat eğitimi, normal gelişim gösteren çocukların bedensel ve zihinsel gelişimlerine katkı sağladığı gibi, özel eğitime ihtiyacı olan çocukların da bedensel ve zihinsel gelişimlerine katkı sağlar.
Sanat eğitimi, ilköğretimdeki çocuklar için de çok önemlidir. Çünkü, ilköğretimdeki çocuk hareketli, coşkulu, ruhsal yapısı duygusal dünyasının dışa açık olması nedeniyle sanat eğitimini en kolay alacağı dönem içerisindedir. (Demir,1999:10)
Çocukların sanatsal eğitimi alırken yansıttıkları gelişim evreleri içerinde yerini alır. Çocuk resimlerini anlamanın temeli iyi bir sanat eğitimi almaktan geçer. Belli yaş grupları için hangi durumun normal olası olduğunun bilmek onları doğru yönlendirmek açısından önem taşır.
Normal bir gelişim gösteren öğrencilerin yanı sıra, zihin engelli öğrenciler için hazırlanmış görsel sanatlar eğitimi etkinliklerinin de, özel eğitime ihtiyacı olan bu öğrencilerin akademik bilgi ve becerilerinin yanı sıra, sosyal davranış kazanabilme başarısına etkisinin olduğu bilinmektedir.