SİNEMA: TARİH-KURAM-ELEŞTİRİ
Sinema: Tarih-Kuram-Eleştiri, yedinci sanatın doğuşundan günümüze kadarki yolculuğunu önemli kuramcıların yazıları eşliğinde masaya yatırıyor.
Kitabın “Kuram ve Tarih” başlığını taşıyan ilk yarısı, sinema tarihine, kuram ve ideoloji bağlantısına, görsel biçime ve alımlama çalışmalarına yer veriyor. Eleştirel yaklaşımlara ayrılan ikinci kısımdaysa psikanalitik ve feminist eleştiriler ile tür eleştirisi yer alıyor. Seçil Büker ve Y. Gürhan Topçu’nun hazırladığı eser, sinemayı anlama yolunda değerli bir kaynak.
Güney Birtek’in sunumuyla.
İYİ TOPLUM YOKTUR
Nihan Kaya, çok ses getiren kitabı İyi Aile Yoktur’dan sonra, hiç farkında olmadan topluma uygun hâle getiriliş biçimlerimizi ve bu mekanizmanın hem toplumun hem de bireyin gerçekten var olabilmesini nasıl engellediğini anlatıyor. İyi Aile Yoktur’un devam kitabı olan İyi Toplum Yoktur, sünnet, nikâh, düğün, kına gibi törenlerin bize anlatılandan çok başka amaçlara dayandığını, her törenin aslında bir kurban etme töreni olduğunu savunurken, yine ezber bozuyor, doğru bildiğimiz inanışlarımızı altüst ediyor.
İnsanın en önemli aynası cinselliğidir. Aynı şekilde toplumlar da cinsiyet ve cinsellik üzerinden şekillenirler -nitekim, bu ikisi aslında aynı şeydir. Toplumun, bireyleri kendi uzantısına dönüştürebilmesi için, kadınlık ve erkeklik algısı yaratılır, bu algı törenlerle pekiştirilir. Varlığından bir şekilde haberdar olduğumuz ve kanıksadığımız her tören, bizi topluma kurban eder ve toplumu da ölü, işlevsiz kılar.
Törenlere verdiğimiz anlam, kendimize verdiğimiz anlamı ve hayatımızın kontrolünün kimin elinde olduğunu belirlemektedir.
YAKIN
Bilimkurgu edebiyatının en büyük ustalarından Octavia E. Butler’ın başyapıtı Yakın, ilk kez Türkçede.
“Octavia E. Butler upuzun bir süre boyunca unutulmayacak bir yazar. Yakın ise nadir bulunan, büyülü bir eser.”
– Harlan Ellison
“Butler, yirminci yüzyılın en büyük edebi sanatçılarından biri.”
– Junot Diaz
“Yakın, bilimkurgu edebiyatında neler yapılabileceğinin en iyi kanıtı.”
– Walter Mosley
1976 YILINDA DANA, YAZAR OLMA HAYALLERİ KURUYORDU.
1815’TE İSE BİR KÖLE OLDUĞU VARSAYILIYORDU.
Yalnızca kaleminin kuvveti değil aynı zamanda muhalif duruşu, hiyerarşiye baş kaldırması, ırk ve cinsiyet eşitsizliğine karşı tepkisiyle de döneminin en mühim yazarlarından biri olan tarihteki ilk kadın siyahi bilimkurgu yazarı
Octavia E. Butler, hem bilimkurguda hem de Afroamerikan edebiyatında bir dönüm noktası. Sadece tür içerisinde değil, modern edebiyat okurları arasında ve hatta akademide dahi çok önemli bir yer tutan Yakın ise zaman yolculuğunun, fantazinin ve tarihi kurgunun iç içe geçtiği türler ötesi bir roman.
26. doğum gününde Dana ve eşi Kevin yeni evlerine yerleşmeye çalışıyordu ama o sırada Dana’nın midesi bulanmaya ve başı dönmeye başladı. Baş dönmesi geçtiğinde kendini yeşilliklerin arasında, bir nehrin kıyısında buldu. İşte o nehirde boğulmak üzere olan küçük Rufus’u kurtardığında pek çok zaman yolculuğunun ve hayati tehlikelerin ilkinin başladığını bilmiyordu.
Dana köleliğin en sert dönemlerinin yaşandığı Maryland’e istemsizce yaptığı her zaman yolculuğunda hem kendisi hem Rufus hem kan bağı hem de kölelik hakkında çok daha fazlasını şey öğrenecekti.