Tarihte Komano, Evdoksia, Dokia gibi değişik adlarla anılan Tokat’ın adının; arpasının bolluğundan dolayı tok at sözcüklerinden geldiğini öne süren Evliya Çelebi’nin bu görüşüne katılmayan tarihçiler, “surlu kent” anlamındaki Toh kat’dan geldiğini veya “ülke, şatraplık” anlamındaki Dahyu/Dokeia sözcüklerinin zamanla Tokat’a dönüştüğünü düşünüyorlar.
Togayıtlar tarafından kurulan, Hitit, Asur, Huri, Kimmer, Pers, Makedon, Kapadokya ve Pontus krallıklarının egemenliğinde kaldıktan sonra, Anadolu’nun tamamı gibi Roma ve devamında Doğu Roma tarafından yönetilen kent, Malazgirt Savaşı’ndan sonra Danişmentli ve Anadolu Selçuklu egemenliklerine girer.
Yeşilırmak’ın vadisinde ve kentin güneybatısında yer alan Hisartepe’deki Tokat Kalesi eteklerinde gelişen kent Danişmentlerden Selçuklulara, Osmanlı’dan Erken Cumhuriyet’e kadar değişik dönemlere tarihlenen pek çok tarihi esere ev sahipliği yapmaktadır. 5. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen Tokat Kalesi, kentin ne eski yapısı olup doğal kayalıklar üzerindeki iç kale surlarının önemli bir kısmı ayaktadır.
Tokat’ın en önemli tarihi eserleri, kentin ana caddesi niteliğinde olan ve Plevne savunmasıyla tarihe geçen, Tokat doğumlu Gazi Osman Paşa’nın adını taşıyan Bulvar’da yoğunlaşmaktadır. Kenti gezmeye, Tokatlı üniversite öğrencileri Mahin Alaçam ve Koray Hazinedar’ın rehberliğinde başlıyoruz. Gün boyu trafiğin çok yoğun olduğu GOP Bulvarı’nda bulabildiğimiz tek otopark, Tokat’ın tarihi camilerinden Meydan Camisi’nin yanında. Hatuniye Camisi olarak da anılan camiyi, Sultan II. Beyazıt, 1485 yılında annesi Gülbahar Hatun adına yaptırmış.
GOP Bulvarı üzerindeki ilk durağımız olan ve yakın zamana kadar Tokat Müzesi tarafından kullanılan Gökmedrese oymalı giriş kapısı, avlusu, eyvanı, revaklarıyla mimari açıdan bir başyapıt görünümünde olup halk arasında Pervane Medresesi veya Darüşşifa olarak da anılmaktadır. 1272’de inşa edilen Gökmedrese’nin arka tarafında kalan ve 1074 yılında Danişmentli Gümüştekin Ahmet Gazi tarafından yaptırılan Garipler Camisi, Tokat’ın en eski camisidir.
Gezdiğimiz cami, medrese, türbe gibi yapıların üzerlerindeki tarihlerden de kolaylıkla anlaşılacağı üzere tarihi eserler açısında oldukça zengin bir kent, burası. Turizm Danışma bürosunun da bulunduğu, 1631 yapımı Taşhan’daki (Voyvoda Han) yazma ve ahşap oyma atölyelerini gezdikten sonra avlusundaki çay bahçesinde kısa bir mola veriyoruz. Daha sonra GOP Bulvarı üzerindeki yürüyüşümüze devamla karşımıza çıkan ve 1572’de Şehzade Beyazıd’ın damadı Ali Paşa tarafından yaptırılan cami ile karşısındaki Ali Paşa Hamamı’nın yüzyıllardır kullanılmakta olduğunu görüyoruz.
Ali Paşa Camisi’nin köşesinden başlayan Sulu Sokak, Tokat’ın mutlaka gezilmesi gereken yerlerinden… Yakın çevresiyle birlikte, tam 30 tarihi eserin bir arada görülebileceği Sulu Sokak “900 Adımda 900 Yıllık Tarih” sloganıyla tanıtılıyor. Adını bir zamanlar cezaevi olarak kullanılan Sulu Han’dan alan sokakta; en eskisi 1152 tarihli Danişment eseri Çukur Medrese (Yağıbasan Medresesi) olmak üzere, aralarında Kazancılar Mescidi, Ulu Cami, Katırcılar Hanı, Takyeciler Camisi, Hisariye Medresesi, Deveciler Han ve Sultan Hamamı’nın da bulunduğu pek çok tarihi eser görülebilir. Restore edilerek Tokat Müzesi olarak düzenlenen Arastalı Bedesten ile Tokat’ın Son Osmanlı ve Erken Cumhuriyet dönemlerine özgün mimari dokusunun aynen korunduğu Halit Sokak da bu bölgededir.
Tokat’ın restore edilen geleneksel sivil mimari örneklerinden; Gazi Osman Paşa Bulvarı’ndaki, Latifoğlu Konağı ile Devegörmez Mahallesi’ndeki Tokat Atatürk Evi ve Etnografya Müzesi de Tokat’ın görülmesi gereken yerleri arasında not edilmelidir. İlki 1919’da olmak üzere, Tokat’ı beş kez ziyarete den Atatürk’ün 1924 yılında Latife Hanım’la birlikte konuk edildiği, Bandırma Vapuru’ndaki yoldaşlarından Yüzbaşı Mustafa Vasfi’ye ait konak pazartesi günleri kapalı.
Tokat’ın geleneksel evlerinin bir arada görülebileceği bir diğer tarihi sokak Bey Sokağı olup bu sokakta ayrıca Tokat’ın en önemli tarihi mekânlarından biri olan Mevlevihane bulunmaktadır. 17. yüzyıla tarihlenen ve Barok süslemeleriyle dikkat çeken iki katlı tarihi konağın üst katı temsili semahane olarak düzenlenmiştir. Kent merkezini güneyden kuzeye kat ederek Yeşilırmak’a akan Behzat Deresi’nin karşı kıyısında kalan kentin bu kesiminde ayrıca 1535 tarihli Behzat Camisi ve bitişiğindeki tarihi saat kulesi görülebilir. 1902’de Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. yıl vesilesiyle, yaptırılan 33 metre yüksekliğindeki Saat Kulesi tam 111 yıldır işlevini sürdürmektedir.
Tokat’ın kent merkezinde son olarak tarihi Hıdırlık (Selçuklu) Köprüsü’nü geziyoruz. İnşa edildiği 1250 yılından itibaren Yeşilırmak’ın iki yakasını birleştirmeye devam eden beş kemerli köprü sadece yayalara açık.
Yöresel lezzetler açısından, zengin bir yiyecek içecek kültürüne sahip olan Tokat’ta, mevsimine denk gelirse meşhur Tokat Kebabı’nı tatmadan olmaz. Tokat’ın diğer yöresel lezzetleri arasında bez sucuğu, çemeni, beyaz pekmezi, kömesi ve mahlep şarabı sayılabilir.
Tokat’ın yakın çevresinde görülmesi gereken yerlerin başında gelen Ballıca Mağarası, kent merkezine 34 km uzaklıkta bir doğa harikasıdır. 680 metre uzunluğu, yer yer 19 metre yüksekliği ve 75 metre derinliği ile dünyanın sayılı büyük mağaralarından olan Ballıca’nın ziyarete açık sekiz salonu Havuzlu, Çamurlu, Fosil, Yarasalar, Çöküntü, Sütunlar, Mantarlı ve Yeni salon olarak adlandırılmakta ve de özelikle emsalsiz soğan sarkıtları ilgi görmektedir. Ballıca Mağarası’nın bir diğer önemli özelliği, astımlılara çok iyi gelen bol oksijenli havasıdır.
Ankara’ya 440 km uzaklıktaki Tokat’a 7 saatte otobüsle veya 1 saat uzaklıktaki Sivas Havaalanı üzerinden uçakla gelinebilir…