Sanatın mekansallık ile ilişkisini araştıran YOĞUNLUK inisiyatifinin ikinci sergisi, 28 Mart’ta Nakilbent Sarnıcı’nda açılıyor.
Sergi, sarnıcın asırlar boyu içinde barındırdığı suyu mekanda su zerrecikleri halinde yeniden oluşturarak, içine girildikçe keşfedilen bir deneyim üretmeyi amaçlıyor.
Hipodrom’un güneyinde, Sultanahmet Camisi’nin hemen arkasında yer alan Nakilbent Sarnıcı, Konstantinopolis su sisteminin bir parçası olarak 6. yüzyılda inşa edilmiş. Osmanlı döneminde güçlendirilen ve değişiklikler geçiren sarnıç, restorasyon sürecinin ardından 2005 yılında ziyarete açılmış.
Sarnıcın ayırt edici özelliği, insan için değil “su için” yapılmış bir yapı olması. Yüzyıllar boyu yapının içinde yalnızca büyük bir su kütlesi barınmış. Bugün ise suyun tamamen çekilmesi ile birlikte boşalan mekan, zemininde yürünebilir, hatta sanat galerisi olarak kullanılabilir hale gelmiş durumda.
“Su Ruhu” sergisi, mekanın 1500 yıl öncesine dayanan ilk varoluş sebebini, suyu, mekana geri çağırmayı amaçlıyor. Eskiden suyla dolu olan hacim bu defa su zerrecikleriyle dolduruluyor. Zerreciklerin oluşturduğu sis, suyun yarattığı doluluk etkisini mekanda yeniden oluşturuyor ve izleyiciyi içine girmeye davet ediyor. Sis ile birlikte tasarlanan ışık enstalasyonu, sarnıçtaki suyun içinde olmaya dair deneyimler üretirken, yoğunluğun arttığı anlarda zaman ve mekan mefhumunun tümden kaybedilebileceği bir etki ortaya koyuyor. Suyun zerreciklerden oluşan “ruhu” ise tüm bu deneyimin temelini oluşturuyor.
VitrA’nın desteğiyle, Nakkaş Halıcılık’ın mekan sponsorluğunda düzenlenen sergi, 28 Mart – 28 Nisan 2015 tarihleri arasında her gün 10:00-18:30 saatlerinde Nakilbent Sarnıcı’nda görülebilir.
Sergi Açılışı:
27 Mart 2015 Cuma, 18:30, Sultanahmet Nakilbent Sarnıcı
Sanatçılar
BUŞRA TUNÇ
NEZİH VARGELOĞLU
İSMAİL EĞLER
YOĞUNLUK hakkında:
İsmail Eğler, Nil Aynalı Eğler ve Elif Tekir tarafından 2013 yılında kurulan YOĞUNLUK, sanat etkinliğinin mekan ile ilişkisi üzerine odaklanıyor. Mekanı sanat ürünlerinin sergilendiği bir konteyner olarak değil, bizzat sanatsal üretiminin nesnesi olarak ele alan inisiyatif, kentlerde özgün nitelikleri olan mekanları keşfederek güncel sanatın mekansal deneyim ile içiçe geçtiği sergiler gerçekleştirmeyi amaçlıyor. Sergiler, sanatçıların mekan ile yoğun ilişkiye geçtiği ve mekanda gizli olan potansiyelleri kendi kavrayışları içerisinden açığa çıkardıkları bir süreç içerisinden ortaya çıkıyor. Sanatçılardan beklenen, mekanı sanatsal bir deneyim alanına dönüştürmeleri…
YOĞUNLUK’un ilk sergisi “Axis Mundi” 8 Mayıs – 22 Haziran 2014 tarihleri arasında, Beyoğlu Asmalı Mescit’te bulunan Adahan Otel’in bodrum katında yer alan 150 yıllık mahzende gerçekleşti. Ana mekanda bulunan kuyu axis mundi kavramını tetikleyerek kendi üzerinden bir hikaye oluşmasını sağladı. Bu dünyadan başka bir dünyaya açıldığı tasavvur edilen bu kuyunun içindeki su, Nevzat Sayın ile Ahmet Doğu İpek tarafından tasarlanan enstalasyon ile birlikte açığa çıkarak mekana taştı, İsmail Eğler ve Nezih Vargeloğlu’nun işlerinin başlangıç noktasını oluşturdu.